SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

LİBAS BAHSİ

<< 2118 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

108 - (2118) حدثنا أحمد بن عيسى. أخبرنا ابن وهب. أخبرني عمرو بن الحارث عن يزيد ابن أبي حبيب؛ أن ناعما، أبا عبدالله، مولى أم سلمة حدثه؛ أنه سمع ابن عباس يقول:

 ورأى رسول الله صلى الله عليه وسلم حمارا موسوم الوجه فأنكر ذلك. قال: فوالله! لا أسمه إلا في أقصى شيء من الوجه. فأمر بحمار له فكوى في جاعرتيه فهو أول من كوى الجاعرتين.

 

[ش (جاعرتيه) الجاعرتان هما حرفا الورك المشرفان، مما يلي الدبر].

 

{108}

Bize Ahmed b. îsa rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Amr b. Haris, Yezîd b. Ebi Habib naklen haber verdi. Ona da Ümmü Seleme'nin azatlısı Ebû Abdillah Nâim rivayet etmiş ki, kendisi İbni Abbâs'i şöyle derken işitmiş:

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yüzüne damga vurulmuş bir merkeb gördü de bunu reddetti:

 

«Vallahi ben buna ancak yüzünün dibinden bir yere damga vururdum.» dedi. Ve emir vererek kendi bir merkebinin sağrıları dağlandı. İşte sağrıları ilk dağlayan odur.

 

 

İzah:

Vesim: Dağlanarak yapılan nişan ve damgadır. Bazıları bu kelimeyi «veşim» şeklinde rivayet etmişlerdir. Bunların ikisi de aynı mânâya gelirse de bazı ulemâ aralarında fark görmüş: «Vesim, yüze vurulan damgadır. Veşim, vücudun her tarafına vurulandır.»  demişlerdir.

 

«Vallahi ben buna ancak yüzünün dibinden bir yere damga vururdum.» cümlesi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sözü imiş gibi anlaşılıyorsa da, Kaadî İyâd bunun Hz. Abbâs'a ait olduğunu söylüyor. Nevevî buradaki hadîsten bu söz İbnü Abbâs'a ait olduğu anlaşılıyor diyorsa da dikkat edilince Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'inmiş gibi anlaşıldığında şüphe yoktur. Kaadî İyâd hadîsin Sünen-i Ebû Dâvud'daki rivayetine istinaden kailin Hz. Abbâs olduğunu iddia etmiştir. «Buhârî»'nin tarihinde rivayet ettiği hadîste Abbâs olduğu tasrih edilmiştir. Şu halde vak'a biri Abbâs'a, diğeri oğlu Abdullah'a ait olmak üzere ayrı ayrı iki kaziyyedir.

 

İnsan ve hayvanı döğerken yüzüne vurmak memnu'dur. İnsan hakkında nehiy daha da şiddetlidir. Çünkü yüz insanın bütün güzelliklerinin toplandığı yerdir. Vurulduğu zaman orada eseri kalır. Bâzı his organlarını haleldar etmesi bile mümkündür. Yüze damga vurmak insanın kıymet ve kerametinden dolayı haram kılınmıştır. Buna lüzum ve ihtiyaçta yoktur. Binâenaleyh boş yere bir insanı ta'zib etmek caiz değildir. Bu hususta ulemâ müttefiktirler. Hayvan yüzüne kızgın demirle damga vurmayı bazı ulemâ mekruh görmüş hattâ haram olduğuna işaret edenler bulunmuştur. Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu işi yapana lanet etmiştir. Hayvanın yüzünden başka yerlerine damga vurmak caizdir.